VaTaN4.11.2015 19:35 ÇOCUK EĞİTİMİ
Çocuğunuzla Doğru İletişim Kurmanın Yolları
Anne-Çocuk-Eğitim-Sağlık - Anne-Çocuk-Eğitim-Sağlık
Çocuğunuza onu sevdiğinizi söyleyin. Çocuğunuza gün içerisinde ufak tefek de olsa sorumluluklar verin.
Çocuğunuz yanlış bir davranış sergilediğinde çocuğunuzu azarlamayın. O durum içerisindeki önce olumlu davranışlarını söyleyin. Daha sonra olumsuz davranışlarını nedenleriyle birlikte anlatın, açıklayın, azarlamayın.
Çocuk için annenin yeri ayrıdır, babanın yeri ayrıdır. Bu nedenle birbirinizin rollerini çalmayın, ben daha fazla vakit geçirim demeyin. Çocuklar sadece annesini ya da babasını değil ikisini birden yanında ister. Rutin aktiviteler yapın.
Bir şeyi yapsın diye geçici kurallar koymayın. Bir kural koyuyorsanız onu sürekli uygulayın. Sizi sağladığınız tutarlılık sayesinde çocuğunuzda doğru davranış yerleşecektir, oturacaktır. Koyduğunuz kuralları uygulayın.
DEVAMINI OKU...
Anne sütü alan bebeklerin ilk yıl gelişimi
Bebeğin Gelişimi - Bebeğin Gelişimi
Anne sütü alan bebeklerin ilk yıl gelişimi
Yazar: Natalya Arslantürk
Mart, 2011
Pek çok anne sırf anne sütüyle beslenen çocukların gelişmesinin ve büyümesinin mamayla beslenen çocuklara göre değişik olduğunu farkına varmaktadır.
Doktorların kullandığı çocuk gelişme ve büyüme kalıpları, mamayla beslenen çocukların gelişmesi takip edilerek oluşturulduğu için anne sütüyle beslenen çocuklara uygun değildir. Bu kalıplara bakarak bazı anneler çocuklarına sadece anne sütü vermektense gereksiz yere mama vermeye veya anne sütüyle beslemeyi tamamen kesip “yetişkin yemeklerine” yani ek gıdaya başlamaktadır. Bebeğin emdiği süt miktarının ölçülmesi ve sütün yeterli olup olmadığını nasıl anlamak gerektiği konusunda çoğunlukla bilgi olmadığı için bu yanlış davranışlar artmaktadır. Bebek 3- 4 aylık olana kadar anne vücudunda bebek için yeterli süt oluşmaya başlar. Bu yüzden de memeler eskisi gibi sertleşmez ve bazı anneler sütünün bittiğini düşünerek ek gıdalara başlar.
Bu yazıda, anne sütüyle beslenen çocukların kilo alma özelliklerinden, anne sütünün bebeğin normal gelişmesi ve büyümesi için yeterli olup olmadığını nasıl anlamak gerektiğinden, annelerin sütün yetmediğini düşünerek yaptıkları yanlışlıklardan söz edeceğiz. Çoğu anne-baba için anne sütünün yeterli olduğunu gösteren işaret bebeğin kilo almasıdır. İlk 3-4 ayda bebeğin ağırlığı hızla artar, 5. ayda ise bebeğin kilo alma hızı azalır ve genelde anneler bu azalmaya hazır değildir. Anne sütünün yeterli olduğunu gösteren başka işaret yok ise (bunlardan daha sonra söz edeceğiz) anne bebeğinin bu kadar az kilo almasına üzülerek ek gıdaya başlamaya karar verir. Bundan dolayı ek gıdalara başlamak gerçek kilo kaybına yol açar. Sık-sık emzırmek yerıne anne az emzirip bebeğe mama ek olarak verıyorsa bu beslenme tarzı bebeğin kilo kaybına ve anne sütünün azalmasına yol açar Dahası anne sütünün azalması bebeğin besin kalitesini de düşürür. Dolayısıyla bebeğin beslenmesinde mama ve ek gıda kullanılmaya başlanması sonucunda anne umduğunun tam tersine bebeğin büyüme ve gelişmesine engel olmuş olur.
Bebeğin kaç gram aldığı ve boyunun kaç santim uzadığı genelde doktorun muayenehanesinde öğrenilmektedir, fakat anne sütünün yeterli olduğunu gösteren ve ne kadar sık emzirmek gerektiğini gösteren yöntemler vardır.
Bebeğin altıncı ayında ek gıdalara başlayıncaya kadar anne sütünün yeterli olduğunu gösteren işaretler: emzirme sıklığı, bebeğin çiş ve kaka yapma sıklığı, onun genel durumu ve keyifleridir.
İşeme sıklığının normları
Aşağıda gösterdiğimiz anne sütünün yeterli olduğunu gösteren işaret ve rakamlar bebeğin anne sütü dışında (su, mama, başka bir kişinin sütü) başka bir şeyle beslenmediği düşünülerek gerçeği yansıtan rakamlardır. Bebeğin ilk günlerde 1-2 çocuk bezi kirletmesi normaldir, o dönemde bebeğin çiş yaptığını fark edebilmek bile zordur. Annesinin sütü gelince (vücudunda süt oluşmaya başlayınca) bebek daha çok süt tüketmeye başlar, böylece daha çok çiş yapar, bezinin ağırlığı da artar.
DEVAMINI OKU...
Cocuğunuzun Beynini Geliştirecek 10 Yöntem
ÇOCUK GELİŞİMİ - Bilişsel Gelişim
Oktay Aydın, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü’nde öğretim üyesi. “Beyin ve öğrenme ilişkileri”, “Zeka ve zekanın geliştirilmesi”, “Üstün zekalı çocukların eğitimi” konuları ihtisas alanı olan Yard. Doç. Dr. Oktay Aydın’ın anlattıkları çocukların eğitimi konusunda anne babalara bir rehber niteliğinde…
İnsan beyninin 10 yaşına kadar sünger kıvamında olduğunu ve bu dönemde temel yetenek ve becerilerle ilgili her şeyi emdiğini söyleyen Yard. Doç. Dr. Oktay Aydın bu dönemin çocukların içindeki potansiyeli açığa çıkarma ve yükseltmek için çok önemli olduğunu vurguluyor. Yani çocuğun beynini bir santral gibi düşündüğümüzde bu santrali 50 hatla kullanmak yerine bin hatlık bir merkeze dönüştürmek mümkün. Ancak bunu yaparken beynin nasıl işlediğini çok iyi bilmek gerektiğini belirten Aydın “Okul öncesi süreçte aklına gelen her davranışı yapmaya çalışan çocuk, ilköğretim döneminde daha mantıklı ve kontrollü davranışlar geliştirir. Bunu sadece büyüme ile açıklamak mümkün değil. Aslında buradaki değişikliğin sağ ve sol beyindeki tepkilerden kaynaklandığını bilmek ebeveynlerin yapacağı pek çok yanlışı da önleyebilir. Çünkü beyni bilmeden çocuğun davranışlarını yorumlamak pek çok hataya neden oluyor. Çocuğun birçok davranışı ile ilgili ‘vurdumduymaz, saygısız, saldırgan, tembel vb.’ nitelemeler yapılabilir. Oysa bu tepkiler çocuğa özgü değil, bulunduğu yaşa uygun davranışlar” diyor. İşte Aydın’ın tavsiyeleri…
DEVAMINI OKU...
OKUYAN ÇOCUKLAR İÇİN ANNE – BABALARA ÖNERİLER
Anne-Çocuk-Eğitim-Sağlık - Anne-Çocuk-Eğitim-Sağlık
Okumayan Anne Babanın Okumayan Çocuğu Olur
OKUMAYAN ANNE BABA YANLIŞ ROLDE
OKUYAN ÇOCUKLAR İÇİN ANNE – BABALARA ÖNERİLER…
Herkes deniz diyor, yüzmeyi öğreten yok.
Herkes balık diyor, tutmayı gösteren yok…
Taş devri, bakır devri,tunç devrinden… geçen insanlığımız; cilalı imaj devrinde ve görselliğin egemenliğinde boğuluyor; tüketim çılgınlığının nesnesi olarak can çekişiyor. Madde insanın yeni putu…Görüntü(imaj) tek belirleyen…Jean Baudrıllard’ın anlatımıyla bir algısal yanılsama (similasyon) altındayız… Medyatik uygarlık günümüz toplumlarını ‘ışık hızında yayılan sembol dünyasında’ yaşatıyor. Televizyon, büyülü yeni bir din gibi… Postmain’a göre televizyon, hoşumuza giden konularla bizi oyalayarak önemli konuları dikkatimizden kaçıran görsel bir şiddet uyguluyor…
Yayın “dünyası”ndaysa, teknolojik gelişimin baş döndürücü hızına uygun olarak her on saniyede bir kitap yayınlanırken, yaşadığımızsa bir paradoks…(‘Ne yaman bir çelişki’dir ki… kitap kültürü tehlikede) …Lise, üniversite bitiren nüfusumuz artarken, ders dışı kitaplarla okumayı sürdüren nüfusumuz oran olarak azalıyor. … Okullar okumayan insan yetiştiriyor … Uzmanların da uyardığı gibi, dünya kitap çöplüğüne döndü. Niteliği, nicelikle vuruyorlar. Kötü kitap iyi kitabı kovuyor.Yine bir yazarımızın da dediği gibi, bugün “…kitap dünyası binmiş arabasına cehenneme doğru gidiyor.Çer çöp kitapların baştan çıkarıcılığına karşı koyabilmek için” anne-babaların, öğretmenlerin, yerel yönetimlerin sorumluluğu her gün biraz daha artıyor…