VaTaN 1.12.2015 21:19
ERMENÝ ZULMÜ
Birinci Dünya Savaþýna yakýn zamanlara kadar Osmanlý Devleti içinde huzur içinde yaþayan, Türk halký o cepheden bu cepheye koþup gazi veya þehit olurken, askere bile gitmeyen Ermeni azýnlýk sanatla ve ticaretle uðraþmýþ ekonomik yönden zengin bir duruma gelmiþ yatýrýmýný yapmýþ Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan günümüze kadar ülkemizin ekonomisini ellerinde tutmuþlardýr. Birinci Dünya Savaþýna kadar Ermeniler “Millet-i Sadýka”(devlete baðlý millet) olarak literatürde yerini almýþtýr.
Ancak Avrupa’lý devletlerin ve Rusya’nýn emellerini gerçekleþtirmek için bu toplum üzerinde çalýþmalarý sonucunda onlara baðýmsýz bir “Ermenistan “ vadederek isyan ettirmeyi I. Dünya Savaþýnda Rusya’nýn yanýnda yer almayý, kurtuluþ savaþýnda Türk köylerinde katliamlar yaptýrmayý baþarmýþlardýr.
Geçen yazýmýzda 1914 yýlýna kadar Ermeniler tarafýndan çýkarýlan isyanlardan bahsettik. I. Dünya Savaþý sýrasýnda Ermenilerin tutum ve davranýþlarý Ermenilerin Sözde “Soykýrým” günü kabul ettikleri 24 Nisan 1915 tarihinde Osmanlý hükümeti’nin Ermeni Tehcir Kanunu (Ermenileri Sevk ve Ýskan kanunu) çýkarmasýna sebep 15 Nisan 1915’te Van ve Sivas’ta büyük isyanlar çýkarmalarý ve Türk halkýný katletmeleri ve sýralayacaðýmýz nedenlerden dolayýdýr ki zamanýn Osmanlý Hükümeti Savaþýn devam ettiði bu ortamda bir azýnlýðý savaþýn dýþýnda tutmak istediðinden 27 Mayýs 1915 tarihli zorunlu göç ettirme “Tehcir Kanunu”nu çýkarmýþtýr.
Bu konunun çýkmasýnýn nedenleri
-Ermeniler, bölücü ve iþgalci emeller taþýyan Avrupalý devletlerin etkisiyle de silahlý isyan, bölücü davranýþlar ve terör yaparak devletin iþleyiþini engellemiþlerdir.
-Bu tavýrlarý ile diðer sadýk halký varlýðýný korumaya zorlamakta, böylece devletin arzu etmediði olaylara sebebiyet vermekteydiler.
-Problemleri ortadan kaldýrmak için devletin fedakarca sürdürdüðü uygulama ve reform çalýþmalarýnýn olumlu sonuçlarý görülmekteydi. Buna raðmen Ermeniler uzlaþmaz tavýrlarýný devam ettirmekteydiler.
-Bu tutumlarý, sýrf bir iç mesele olan bölgenin reformu iþinin, bir dýþ mesele þeklinde devletler arasý genel görüþmeler alanýna çekilmesine yol açtý.
-Bu yolla, Osmanlý ülkesinin bir kýsmýnda yabancý devletlerin nüfuz ve kontrolleri altýnda bir idari yapýlanma ayrýcalýðý kazanmaya yöneldiler.
-Türk Devleti’nin bütün bu yeni yapýlandýrma ve reformlarýnýn, Avrupalý devletlerin etki ve baskýsýyla, Osmanlý ülkesini bölünme ve parçalanmaya doðru çektiði birçok deneme ve üzücü geliþmelerle ortaya çýkmýþtý.
-Devletin idari baðýmsýzlýðý ve bütünlüðü, Avrupalý devletlerin baskýsýyla yapýlacak benzeri reformlardan, devletinin imkanlarýnýn el verdiði ölçüde savunma ve korunmayý zorunlu kýlmaktadýr.
-Osmanlý Devleti’nin hayati meseleleri arsýnda önemli bir yer iþgal eden bu baþ aðrýtan Ermeni Probleminin, kesin bir biçimde ve tamamýyla çözüme kavuþturulmasý için, reform maksadýyla bir kere daha gerekli düzenlemeler planlanarak yürürlüðe konulmuþtur.
-Bütün bunlara raðmen Ermeniler, tehcirden hemen sonra (Nisan 1915’te Ruslarýn doðu sýnýrýndan saldýrmalarý üzerine) amaçlarý doðrultusunda, savaþa girmiþ devletleri aleyhine düþmanlarla fikir ve iþbirliði yaparak silahlý isyana kalkmýþ (15 Nisan 1915 Van ve Sivas isyanlarý gibi) askeri birliklerimize ve korumasýz halka silahla saldýrarak, þehir ve kasabalarda katliam, hýrsýzlýk ve yaðmalama suçu iþlemiþlerdir. Dahiliye Nazýrý (Ýçiþleri Bakaný) Talat Paþa Meclis-i Vükela’ya (Vekiller Meclisine) sunduðu arz teskeresinde 30 Mayýs 1915’te tehcirin. . . . . . . . . . . . . . . . . . böyle sýralýyordu.
1915 ilkbaharýnýn baþlarýnda, yani Osmanlý Devleti’nin Birinci Dünya Savaþýna girmesinden altý ay sonra kilise güdümlü Ermeni Çetelerinin Rusya’nýn desteðindeki faaliyetleri þöyle sýnýflanabilir;
-Ermeni Komiteleri, savaþ baþlar baþlamaz Rus ordusuna katýlmayý, onu desteklemeyi, düþman sýnýrý geçince onlarla birlikte çarpýþmayý planlamýþlardý
-Seferberlik ilaný üzerine askere gitmeyi reddetmiþler, silahlarýný alýp daðlara çýkmýþlardýr.
-Askere gidenler, silah ve cephaneleri de çalarak kaçmýþlar, komitecilerin emrindeki çetelere katýlmýþlardý.
-Doðu Anadolu’nun birçok yerinde gizli komiteler faaliyetlerini arttýrmýþlar, bomba imalathaneleri kurmuþlar, silah depolarý oluþturmuþlardýr.
-Silahsýz ve korumasýz halk üzerine baskýnlar yapýlmýþ, günahsýz pek çok masum vahþice katledilmiþtir.
-Resmi binalara, askerlere, jandarmalara tecavüz ve saldýrýlar gittikçe þiddetlenmiþ, þehit düþen askerlerin sayýsý binlerin üzerine çýkmýþtý.
-Çeþitli yerlerde isyanlar baþlamýþ, bilhassa doðuya yaklaþtýkça isyan bölgeleri daha sýklaþýr olmuþtu.
-Van’da büyük bir isyan baþlatýlmýþ, Rus ordusu ve Ermeniler þehri iþgal etmeden önce ve ettikten sonra katliam yapýlmýþ Van halkýnýn büyük bir kýsmý öldürülmüþtür.
-Bütün bu hareketlerin baþýnda, Osmanlý Meclisi’ne dahi girmiþ bulunan Ermeni milletvekillerinin, tanýnmýþ komitecilerinin, papazlarýn, doktor ve avukatlarýn bulunduðu görülmektedir.
Diðer yandan Kafkasya ve Anadolu’da devlete karþý savaþacak “Ermeni Gönüllü Birlikleri” kurulmuþtu. Bu amaç için ABD’de kurulan “Milli Mudafa Komisyonu”nun üyeleri arasýnda Adana eski Piskoposu Muþeg, Ankara eski Piskoposu Papgen, Kütahya Piskoposu Köleseryan, Feriköy, Üsküdar eski vaizi rahip Dirayr da bulunuyordu.
Ýþte bütün bu nedenlerden dolayýdýr ki Ermeniler bulunduklarý Doðu Anadolu’daki yerlerinden Çukurova, Suriye taraflarýna zorunlu göçe tabi tutulmuþlardýr. Çünkü Osmanlý Devleti Ermenilerin savaþa bulaþmasýný istemiyordu. Göç sýrasýnda da bütün güvencelerin tanýmýþ ve güvenlik tedbirlerini almýþ ve bu konuda sorumlu devlet anlayýþýyla hareket etmiþtir.
Bu konuda Türk Devletinin daima baþý dik ve alný açýktýr. Bütün arþivlerimizde araþtýrmaya açýktýr.
0120 0121 0122 0123 0124 0125