VaTaN 12.11.2015 06:04
Elhamdülillâhi hamden kesîran tayyiben mubâraken fîhi. (Allah büyüktür, çok temiz ve mübarek hamdler Allah'adır!)'' dedi. Resulullah (sav) namazı bitirince: ''Şu kelimeleri hanginiz söyledi?'' diye sordu. Cemaat bir müddet sessiz kaldı, Resulullah (sav): ''(Kim söylediyse çekinmesin, benim desin), Zira fena bir şey söylemiş değil'' dedi. Bunun üzerine adam: ''Ben, ey Allah'ın Resulü!'' dedi. Resulullah (sav) da: ''Ben on iki melek gördüm. Her biri, bu kelimeleri (Allah'ın huzuruna) kendisi yükseltmek için koşuşmuşlardı.
[Müslim, Mesacid 149, (600); Ebu Davud, Salat 121, (763); Nesai, İftitah 19, (2,132, 133)]
Hz. Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor: Resulullah (as) buyurdular ki; “İki kelime vardır, bunlar dilde hafif, terazide ağır, Rahman’a da sevimlidirler:Sübhânallâhi ve bihamdihî sübhânallâhi’l-azîm. (Allah’ım! Seni hamdinle tesbih ederim, Yüce Allah’ım seni tenzih ederim) kelimeleridir.
[Buhari, Daavat, 65]
İbni Ömer’den (ra) şöyle rivayet edilmiştir: “Biz Resulullah (sav) ile beraber namaz kılarken o anda cemaatten biri, “Allahu Ekber kebîra ve’l-hamdulillahi kesira ve subhanallahi bukreten ve esîla (Allah’ı son derece tekbir ederim. Allah’a çokça hamd ederim ve sabah akşam Allahu Teala’yı tesbih ederim.)” dedi. Bunu duyan Resulullah (sav), “Şu sözleri söyleyen kimdi?” diye sordu. O kişi, “Bendim ya Resulallah.” diye cevap verince Efendimiz (sav), “Bu kelimelere şaşırdım. Çünkü gök kapıları bu kelimelere karşı açıldı.” buyurdu. İbn-u Ömer (ra) buyurdular ki: “Resulullah’tan (sav) bunu duyduğumdan beri bu kelimeleri terk etmedim.”
(Tirmizi, hadis no: 3592