Forumlar * Şifalı bitkiler
TURKIYEDE TARIM
*VaTaN
11.11.2015 11:53
TURKI Marifet, konuşmaktan çok sükutta bulunur. - Darani

Ana Sayfa  »  Bilim   »   Türkiye’de Tarım

Türkiye’de Tarım

Sayfayı Yazdır

İnsanların toprağı işleyerek, çeşitli bitkileri yetiştirmesine tarım denir. Topraklardan tarım alanı olarak yararlanma geniş ölçüde yerşekillerine ve iklime bağlıdır. Ülkemizde nüfusun önemli bir kısmı geçimini tarımdan sağlar. Ayrıca tarım, insanımızın temel besin maddelerini karşılaması, dış satımında önemli bir yere sahip olması ve ülkemizdeki bir çok sanayi kolunun hammadesini karşılaması nedeniyle ülke ekonomisindeki önemini korumaktadır.

1. Türkiye Topraklarından Yararlanma
Toprak gelişmiş ülkelerde önemli bir ekonomik varlık olarak ele alınmakta ve planlı bir şekilde kullanılmaktadır. Ülkemizde yeterince planlama yapılmaması nedenleriyle erozyon, kirlenme ve toprağın aşırı kullanımı gibi olumsuzluklar görülmektedir.

Toprak hem tarımda kullanılır hem de sanayide hammadde olarak değerlendirilir. Tarım açısından ormancılık, hayvancılık ve bitkilerin yetişmesi için kullanılırken sanayide çimento, tuğla, kiremit, fayans ve seramik gibi ürünlerin hammaddesi olarak kullanılır.

Türkiye’de arazinin % 36’sında tarım yapılabilmektedir. Ayrıca iklimin ve toprağın çeşitli olması yetiştirilen ürün çeşidinin fazla olmasına sebep olmuştur. 1950’li yıllardan sonra makineleşmenin etkisiyle çayır ve otlakların bir kısmının tarım alanına dönüştürülmesi ayrıca bazı yerlerde ormanların tahrip edilerek tarlaya çevrilmesi sonucu tarım alanları genişlemiştir. Tarım alanlarının bölgelere göre dağılış oranı farklılık gösterir. Ekili-dikili alanların bölge yüzölçümüne göre en az yer kapladığı bölge Doğu Anadolu, en fazla yer kapladığı bölge ise Marmara’dır. Bu durum üzerinde yerşekillerinin yükseltisi ve engebeliliği etkili olmuştur.

Topraklarımız daha çok Karadeniz Bölgesi’nde bağlık, bahçelik ve ormanlık alanlar, Ege’de endüstriyel bitki alanları, Akdeniz’de endüstriyel bitki alanları ve ormanlıklar, Marmara’da endüstriyel bitki alanları ve tarım arazisi, iç kesimlerde de tarım alanları ve otlaklık alanlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bazı bitki türleri bazı topraklarda daha iyi ve kaliteli yetişmektedir. Örneğin çay, yıkanmanın fazla olduğu kireçsiz topraklarda yetişirken antep fıstığı kurak bölgelerde kireçli topraklarda, yumrulu bitkiler (patates, soğan) kumlu topraklarda, üzüm bağları da kumlu çakıllı topraklar üzerinde daha kaliteli yetişmekte ve daha fazla verim alınmaktadır.

Türkiye’de Tarımı Etkileyen Faktörler

a.    Toprak ve Bakımı
Toprağın özelliği ve verimliliği tarımsal faaliyetler üzerinde etkili olan önemli faktörlerden biridir. Toprak verimliliği belirli aralıklarla analiz ettirilmeli ve tesbit edilen mineral madde eksikliği giderilmelidir. Bu durum toprağın verimliliğini artıracaktır. Ayrıca toprağın özelliğine göre ekilecek ürünlerin belirlenmesi gerekir.

Ülkemizdeki tarım alanlarının önemli bir kısmında eğimin fazla olması ve buralarda toprak tabakasının ince olması nedeniyle toprak kaybı ciddi bir tehdit olduğu için buralarda erozyonla mücadele önem kazanmıştır.

b.    Sulama
Türkiye’de tarımdaki verimi etkileyen en önemli faktör sulamadır. Ülkemizin büyük bir bölümü kurak ve yarı kurak iklimlerin etkisinde bulunduğu için bilhassa yaz döneminde su ihitiyacı çok artmaktadır. Ülkemizde en geniş tarım alanlarının İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Ege, Akdeniz bölgelerinde bulunması ve buralarda da yazların kurak geçmesi sulamaya ne kadar çok ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Türkiye topraklarının % 75’i sulanamamakta ve istenen verim alınamamaktadır.

İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgesinin bazı kesimlerinde sulama sıkıntısı nedeniyle tarım alanları nadasa bırakılmaktadır. Ülkemizde sulamaya büyük önem verilmektedir. DSİ ve Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından sulamanın yaygınlaşması için çalışmalar yapılmaktadır.

Ülkemizde sulama yaygınlaştırılabilire;
–    Kuru tarım (nadas) metodu sona erer.
–    Bir yılda birden fazla ürün alınabilir.
–    Tarım iklime bağımlılıktan kurtulur ve bilhassa tahılların üretiminde yıllara göre dalgalanmalar azalır.
–    Üretim artışı ve sürekliliği sağlanır.
–    Tahıl yerine, sebze ve meyve ile endüstri bitkilerinin ekimi yaygınlaşır. Ürün çeşitliliği ortaya çıkar.
–    Çiftçinin geliri ve toprağın verimi artar. Buna bağlı olarak göç azalır.
–    Tarımın milli gelir içindeki ve ihracattaki payı artar.
Güneydoğu Anadolu’da GAP’la birlikte yukarıdakllerin bir çoğu gerçekleşmektedir.

c.    Gübreleme
Toprağın yeteri kadar besin almaması yada toprağın devamlı kullanılması nedeniyle minerallerin azalması alınan verimi düşürmektedir. Gübreleme ile mineral takviyesi yapılarak toprağın verimi artırılır. Toprağa atılan gübreler doğal ve suni gübre olmak üzere iki çeşittir. Ülkemizde hem kullanılan gübre miktarı hem de gübrelenen tarım alanı artmıştır.

d.    İlaçlama
Tarımda verim düşüklüğüne neden olan çeşitli hastalık ve haşerelere karşı ilaçlama yapılmalıdır. İlaçlamanın verimli olabilmesi İçin Hacın dozu ve kullanılan zamanı iyi ayarlanmalıdır.

e.    Tohum Islahı
Tarım ürünlerinden yüksek verim elde edilmesinde kaliteli tohum kullanılması etkilidir. Ülkemizde son yıllarda buğday, pamuk, ayçiçeği, elma, narenciye ve şeftali gibi ürünlerde kaliteli tohum kullanılmasıyla üretimde büyük artışlar meydana gelmiştir.

f.    Makineleşme
Toprağın kısa sürede ve zamanında sürülmesi ile hasadın zamanında yapılabilmesi günümüzde makineleşme İle mümkündür. Bilhassa 1950’li yıllardan sonra ülkemizde makineleşme artmaya başlamıştır. Bunun sonucunda mera alanlarının bir kısmı tarım alanına çevrilmiş, tarım alanlarında ve bilhassa buğday üretiminde büyük artışlar olmuştur. Bunun yanında makineleşme otlak alanlarını azalttığından mera hayvancılığını olumsuz yönde etkilemiş ve tarımdaki işgücü ihtiyacını azalttığından kırsal kesimden kente göçe neden olmuştur. Ülkemizde bazı yerlerde tarım arazilerinin dağlık ve engebeli olmasından dolayı makineli tarım gelişmemiştir. (Doğu Karadeniz kıyıları – Doğu Anadolu’nun yüksek yerleri gibi)

g. Pazarlama ve Tarımı Destekleyen Kuruluşlar
Tarımsal üretim sonucu elde edilen ürünlerin işleme merkezlerine veya tüketim merkezlerine ulaştırılıp pazarlanması önemli bir husustur. Pazar durumu inceledikten sonra üretime başlanmalıdır. Böylece ürünlerin ne kadar yetiştirileceğine karar verilir ve fiyatının ne olacağı tahmin edilir.
Üreticinin piyasa şartlarından olumsuz etkilenmemesi için devlet tarafından destekleme alımları yapılır. Destekleme alımındaki amaç devletin önceden duyurduğu taban fiyattan ürünü alarak çiftçinin zarar görmesini önlemesidir.

Tarımı desteklemek amacıyla devlet ve çeşitli özel sektör tarafından çeşitli kurumlar oluşturulmuştur. Ülkemizdeki tarımsal faaliyetlerin bir plan dahilinde yürütülmesi ve bunların desteklenmesi Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı tarafından yürütülmektedir.

Tarımı destekleyen kuruluşlar;
–    Türkiye Zirai Donatım Kurumu
–    Devlet Su İşleri
–    Toprak Mahsûlleri Ofisi
–    Tarım Kredi Kooperatifleri
–    Ziraat Bankası
–    Tarım işletmeleri Genel Müdürlüğü
–    Çeşitli kooperatif ve kuruluşlar (Fiskobirlik, Tariş, Çukobirlik, Çaykur, Tekel vb.)

Tarım İşletme Metodları
Aynı iklim özellikleri ve toprak şartlarına sahip olan tarım alanlarından farklı verim alınması, uygulanan tarım metodlarından kaynaklanmaktadır.

a)    İntansif (Yoğun) Tarım
Modern tarım metodudur. Bu metodla birim alandan en yüksek verim elde etmek amaçlanır. Sulama, gübreleme, tohum ıslahı, makineleşme gibi verimi artıran yöntemler kullanılır. Üretimde yıllar arasında çok farklılık olmaz. Hollanda, Japonya, Almanya, İsrail gibi ülkelerde uygulanır. Ülkemizde Adana, Antalya ve Kıyı Ege ovalarında yapılır.

b)    Ekstansif (Yaygın) Tarım
Tarım alanlarının geniş, nüfusun az olduğu yerlerde uygulanır. Bu metod uygulanırken toprak yoğun bir şekilde işlenmez. Üretim iklim şartlarına göre değişebilir. Daha çok tahıl ürünleri ekilir. Arjantin, Kanada, Brezilya, Hindistan, Türkiye gibi ülkelerde uygulanır. Türkiye’de İç Anadolu, Doğu Anadolu, G. Doğu Anadolu ve İç Ege’de yaygındır.

c)    Nadas (Kuru) Tarımı
Buna ilkel tarım da denir. Yağışların ve sulamanın yetersiz olduğu sahalarda uygulanır. Topraktan iki yılda bir ürün alınır. Ülkemizde İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde uygulanır. Sulama yaygınlaşırsa ortadan kalkar.

Bunların yanında plantasyon, sera ve münavebeli (dönüşümlü) tarım gibi metodlarda uygulanır. Plantasyonlarda; geniş alanlarda genelde tek tip ürün yetiştirilir. Genelde ekvatoral bölgede yaygın olarak görülür. Brezilya’daki kahve ve muz plantasyonları gibi. Nöbetleşe ekim (münavebeli tarım); toprağa her yıl aynı ürünü ekmek yerine dönüşümlü olarak farklı ürünler ekilir. Nöbetleşe ekimdeki amaç toprak içindeki mineral dengesinin sağlanması ve toprağın erozyona karşı korunmasıdır.

Tarla ve Bahçe Kültürleri
Kültür bitkileri insanlar tarafından tarla yada bahçelerde sulama, gübreleme vb. çalışmalar yapılarak yetiştirilen bitkilerdir.

A) TAHILLAR
Tahıllara hububat adı da verilir. Buğday, arpa, mısır, çavdar, pirinç gibi ürünlerden oluşur. Türkiye’de ekim alanı ve üretimi en fazla olan tarım ürünleri, tahıllardır.

Tahıl üretim alanlarının toplam arazi içinde en yüksek paya sahip olmasının başlıca nedenleri:
–    Nüfusun beslenmesinde, en önemli besin kaynağı olması
–    Tarım alanlarının genişlemiş olması
–    İklimin tahıl tarımına elverişli olması
–    Nüfusun hızla artması

Buğday
Orta kuşakta yarı kurak İklim bölgelerinde yetişen ve ülkemizde en yaygın üretilen tarım ürünüdür. İlkbahar döneminde yağış, yaz döneminde ise kurak ve sıcak bir ortam ister. Olgunlaşma zamanı sıcaklığa göre değişir. Türkiye’de ilk önce Çukurova’da, en geç ise Erzurum-Kars çevresinde olgunlaşıp hasat edilir. Ülkemizde en fazla İç Anadolu, Marmara, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yetiştirilir. Karadeniz kıyılarında yaz yağışlarından, Doğu Anadolu’nun yüksek yerlerinde ise yazların kısa sürmesinden dolayı yetiştirilemez. Kuru tarım metodlarıyla üretildiğinden üretimi yıldan yıla değişiklik gösterir. 1960 yılından sonra ekim alanları artmadığı halde üretim artmıştır. Bunun sebebi sulamanın artmasıdır.

Dünya’nın en çok buğday üreten ülkeleri arasında ABD, Rusya Federasyonu, Hindistan, Kanada ve Fransa yer alır. Türkiye buğday üretiminde dünyada önemli bir yere sahiptir. Ancak temel besin maddesi olarak tüketildiği için dış ticarette önemli bir yer tutmaz.

Arpa
Türkiye’de buğdaydan sonra en çok üretilen tahıl ürünüdür. Yetişme şartları buğday ile paralellik gösterir. Yalnız buğdaya göre, yetişme süresi daha kısadır. Bu nedenle Doğu Anadolu’da buğdayın yetişmediği yüksek yerlerde de yetişir.

Türkiye üretiminin yarıya yakın kısmını İç Anadolu Bölgesi karşılar. Güneydoğu Anadolu, Ege ve Doğu Anadolu bölgeleri diğer üretim bölgeleridir. Arpa yılda 8-9 milyon ton civarında üretilmektedir. Arpa en çok hayvan yemi olarak ve bira sanayinde kullanılır.

Çavdar
Buğday ve arpanın yetişmediği yükseltilerde yetişir. Un ve ekmek yapımında kullanılır. Tahıllar içinde olumsuz iklim şartlarına en dayanıklı olanıdır. Ülkemizde İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde daha fazla üretilir.

Yulaf
Ülkemizde iç Anadolu, Marmara ve Çukurova’da daha fazla üretilir. Bisküvi ve yem sanayisinde kullanılır.

Mısır 
Yaz döneminde yağış alan veya sulama yapılan sıcak sahalarda yetiştirilir. Bu özelliğinden dolayı arpa ve buğday tarımından farklılık gösterir. En uygun iklim yaz yağışlarının olduğu Karadeniz iklimidir.

Mısır, ülkemizde Karadeniz kıyı şeridinde ve Marmara’nın kuzey kesimlerinde yaz yağışlarıyla doğal olarak yetişirken, Akdeniz, Ege ve İç bölgelerde yazın sulamayla yetişebilir. Son yıllarda yem ve yağ sanayinde mısır kullanımının artmasıyla ekonomik değeri artmış Akdeniz’deki üretim Karadeniz’i geçmiştir. Mısır üretiminin yaklaşık yarısı Akdeniz Bölgesi’nden elde edilir. Karadeniz’de üretilen mısır bölgenin temel besin maddesi olduğu için ticari değeri fazla değildir.

Pirinç (Çeltik)
Ülkemizde ise genelde akarsu boylarında ve alüvyal ovalarda yaygındır. Pirinç tarlalarının sürekli su içinde olması sinek üremesine ve sıtmaya neden olur. Bu yüzden pirinç ekim alanları yerleşim alanlarından uzakta yer alır ve devlet tarafından sınırlandırılmıştır. En fazla Marmara’da, Batı Karadeniz’de, Kıyı Ege’de ve Amik Ovası’nda üretilir.

B) ENDÜSTRİ (SANAYİ) BİTKİLERİ
Üretildikten sonra, çeşitli sanayi dallarında işlenerek gıda ve endüstri maddeleri elde edilen bitkilerdir. (Tütün, pamuk, şeker pancarı, çay, keten, kenevir, haşhaş gibi.)

Endüstri bitkileri üretimi tahıllardan sonra 2. sırayı alır. Son 50 yıl içinde ekim alanı sürekli genişlemiştir. Endüstri bitkilerinin modern tarım yöntemleriyle yetiştirilmesi daha verimli ve kaliteli bir üretime neden olmuştur. Endüstri bitkileri ülke ihtiyacını karşıladığı gibi, işlenmiş veya işlenmemiş olarak ihraç edilerek gelir sağlanmaktadır.

Kıraç (verimsiz) topraklarda daha kaliteli yetişen, yetişme döneminde nem ve sıcaklığa ihtiyacı olan bir bitkidir. Türkiye genelinde iklim ve toprak yapısı tütün üretimine elverişlidir. Fakat kalitesinin azalmaması için devlet ekim alanlarını belirlemekte ve kaliteye göre fiyatlandırma yapmaktadır. Türkiye Dünya’da önemli tütün üreticisi olan ülkelerden biridir. Tütünümüz kalite bakımından tercih edilen tütünler arasındadır.

En önemli üretim alanları içinde başta, Ege Bölgesi (Manisa, izmir, Muğla, Denizli, Aydın, Uşak), ikinci sırada Güneydoğu Anadolu Bölgesi, üçüncü sırada Karadeniz Bölgesi (Samsun, Tokat) gelir. Geriye kalanı ise dağınık olarak Hatay, Balıkesir, Bitlis, Muş ve Malatya illerinde üretilmektedir.

Pamuk
Ekimi en fazla yapılan endüstri bitkisidir. Yetişme dönemi olan ilkbahar mevsiminde bol miktarda su, gelişme döneminde tabandan sulama, hasat döneminde ise sıcak ve kurak iklim ister. Hasat dönemindeki yaz yağışları ürünün kalitesini düşürdüğü için Karadeniz kıyılarında yetiştirilemez.

Ayrıca uzun bir yaz süresi istediğinden iç bölgelerimizin yüksek ve serin ovalarında üretimi yapılamaz. Pamuk tarımını öncelikle sıcaklık faktörü belirler. Çünkü yağış yetersizliği sulama yolu ile giderilebilir.

Pamuk, ülkemizde en fazla Güneydoğu Anadolu ovalarında, Kıyı Ege ve Akdeniz ovalarında, Güney Marmara Bölümü ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde üretilir. Pamuk, bozulmayan ve kolay taşınabilen bir ürün olduğundan ülkemizin her bölgesinde işlenebilir. Fakat daha çok Ege, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Marmara bölgelerindeki dokuma ve tekstil fabrikalarında işlenir. Bir kısmı da ihraç edilir. 2003 yılında 920 bin ton üretim gerçekleşmiştir.

Şeker Pancarı
Ülkemizde şeker pancarı üretimi 1926 yılında Uşak ve Alpullu şeker fabrikalarının kurulmasıyla başlamıştır. Şeker pancarı, hasadından hemen sonra işlenmesi gerektiğinden önce fabrikası kurulmuş sonra onun çevresinde ekimi yapılmaya başlanmıştır, ilkbaharda yağış, yaz mevsiminde ise sulama ve güneşli bir iklim ister.

Şeker pancarının fazla sıcaklık isteği yoktur. Ancak yetişme döneminde sulanması gerekir. Her bölgede yetiştirilir.
En fazla iç Anadolu Bölgesi’nde üretilir. Daha sonra İç Batı Anadolu, Orta ve Batı Karadeniz bölümleri, Marmara Bölgesi ve Doğu Anadolu Bölgesi gelir. Yaz yağışlarından dolayı Karadeniz kıyılarında, kuraklıktan dolayı Güneydoğu Anadolu’da ve ayrıca yüksek gelir getiren ürünler ekildiğinden Ege ve Akdeniz kıyı ovalarında yetiştirilmemektedir. Pancar atıklarından hayvan yemi üretildiğinden fabrikaların etrafında besi hayvancılığı gelişmiştir. Şeker pancarı üretimi her yıl artış göstererek 1927 yılında 0,6 bin ton iken 1998 yılında 22.2 milyon tona çıkmıştır. Son yıllarda şeker pancarı üretimi azalmıştır. (2005 yılı üretim miktarı 15 milyon ton civarındadır.)

Haşhaş
Afyon sakızı adı verilen maddesinin uyuşturucu yapımında kullanılmasından dolayı devletin sıkı denetimi altında sınırlı alanlarda ve az miktarda yetiştirilen bir bitkidir. Dolayısıyla ekim alanları doğal şartlara göre değil devletin izin verdiği yerlere bağlıdır. Ülkemizde daha çok İç Ege’deki Afyon, Kütahya, Uşak, Denizli ile Göller yöresindeki Burdur ve İsparta illerinde üretimi yapılır. Bir kısmı ihraç edilir. Tohumları yağ elde etmede ve diğer gıda kollarında kullanılır. Afyon sakızından ilaç yapılır. Yıllık üretim 15 ile 30 bin ton arasında gerçekleşir.

Çay 
Anavatanı Muson Asya’sı olan çay, ülkemizde ekonomik olarak 1940’lı yıllardan sonra üretilmeye başlanmıştır. Çay yıkanmış ve kireçsiz topraklarda, yağışın bol olduğu nemli bulutlu ve serin ortamlarda yetişen funda türü bir bitkidir. Yaprakları kurutularak çay elde edilir. Bu özellikler ülkemizde Doğu Karadeniz kıyı şeridinde bulunduğundan çay tarımı sadece Rize, Trabzon, Artvin, Ordu ve Giresun illerinde yapılmaktadır. Çay üretiminin % 75’i tek başına Rize’ye aittir. Çayın kalitesini ve üretimini arttırmak için 1971’de Rize’de Çay Kurumu (ÇayKur) kurulmuştur.

1950 yılında 2600 hektar olan çay bahçeleri 2005 yılında 76 000 hektara çıkmıştır. Ülkemizde yıllık 200 bin ton civarında kuru çay üretilmektedir. Çay tarımıyla birlikte Doğu Karadeniz’de tarım ve sanayi az da olsa canlanmıştır.

Keten-Kenevir
Tropikal bölge bitkisi olan keten ve kenevirin liflerinden keten kumaşı ve kot bezi yapılır. Keten-kenevir üretimi daha çok Batı Karadeniz’deki Kastamonu, Sinop ve Zonguldak çevresi ile Marmara’da Kocaeli çevresinde yapılır. Kenevir uyuşturucu yapımında kullanıldığı için üretimi devlet kontrolü altındadır.

C) YAĞ BİTKİLERİ
Zeytin, ayçiçeği, susam, kolza, aspir, yerfıstığı gibi bitkilerden yağ elde edilir. Bu sebeple bu bitkilere yağ bitkileri denir.

Zeytin 
Zeytin ağacı Akdeniz ikliminin tabii bitkilerindendir. Soğuğa karşı duyarlı olduğundan kışların ılık geçtiği ve don olayının görülmediği Akdeniz, Ege, Güney Marmara ile Karadeniz Bölgesi’nin bazı kıyı kesimlerinde yetiştirilir. Kışın soğuk olan iç bölgelerde ve yüksek yerlerde yetişmez. Ülkemizde zeytin en fazla Ege Bölgesi’nde üretilmektedir. Güney Marmara kıyıları ile Akdeniz kıyıları ve Kilis çevresinde de yoğun olarak yetiştirilir.

Ülkemizde zeytin üretimini olumsuz yönde etkileyen bazı beşeri faktörler vardır. Bunlar gübreleme yetersizliği, sırıkla çırpma yoluyla yapılan yanlış hasat ve budama hatalarıdır. Zeytin üretiminin % 75’inden yağ üretilir. Geriye kalanı sabun sanayiinde ve sofralık zeytin olarak kullanılır. Zeytin üretimi, bir yıl fazla bir yıl az olur. Ülkemizde yıllık ortalama 1.5 milyon ton civarında üretimi yapılır. İtalya, Yunanistan, İspanya, Tunus gibi ülkelerle birlikte Türkiye Dünya’da zeytin üretiminde ön sıralardadır.

Ayçiçeği
Yetişme dönemi olan ilkbaharda yağış, olgunlaşma dönemi olan yaz mevsiminde güneşli bir iklim ister. Olgunlaşma döneminde yağış istememesinden dolayı Karadeniz kıyılarında yetiştirilemez. Diğer bütün bölgelerde tarımı yapılır.

Ayçiçeği üretiminin % 70’e yakın kısmını Marmara Bölgesi’nde, başta Tekirdağ ve Edirne olmak üzere Kırklareli, Bursa, Balıkesir illeri karşılar. Daha sonra İç Anadolu Bölgesi ve Orta Karadeniz Bölümü gelir. Ülkemizde Ayçiçeği yıllık 800 bin ton civarında üretilir. Ülkemizde sıvı yağ ihtiyacının büyük bir kısmı ayçiçeğinden sağlanır. İşlenmesinden arta kalan kısımları hayvan yemi olarak değerlendirilir. Ayrıca kuruyemiş olarak da tüketilir.

Soya Fasulyesi
Bu ürün sadece yağ üretiminde değil, kuru sebze, yaş sebze, ekmeklik un, süt ve yoğurt gibi gıda maddeleri üretiminde de büyük önem taşır. Protein bakımından zengin olduğu için besin değeri yüksektir. Yurdumuzdaki doğal üretim alanları Doğu ve Orta Karadeniz bölümüdür. Ancak çay ve fındık gibi daha fazla gelir getiren ürünlerin rekabeti nedeniyle ekim alanı dardır. Yetişme dönemi çok kısa olduğundan ikinci ürün olarak Adana, Antalya ve Ege ovalarında yetiştirilmektedir. Üretiminde Akdeniz Bölgesi birinci sıradadır. Daha çok yağ, un ve yem sanayisinde kullanılır.

Susam
Tahin, pasta ve bisküvi sanayinde kullanılır. Susamın tohumundan yağ elde edilir. Ilıman iklim bölgelerinde tarımı yapılmaktadır. Ülkemizde Marmara, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde üretilir. Yıllık üretim miktarı 30 bin ton civarındadır.

Yerfıstığı
Kuruyemiş olarak tüketilen yerfıstığından aynı zamanda yağ da elde edilmektedir. Sıcak ve nemli iklim şartlarında ve gevşek topraklarda tarımı yapılır. Ülkemizde yerfıstığı üretiminin % 90’ı Akdeniz Bölgesi’nden karşılanır. Yıllık üretim miktarı 80 bin ton civarındadır.

D) BAKLAGİLLER
Baklagiller nohut, mercimek, fasulye, bakla gibi ürünlerden oluşur, iç ve dış ticarette önemlidirler. Daha çok kuru olarak tüketilirler.

Mercimek
Yetişme döneminde yağış, olgunlaşma döneminde sıcak ve kurak iklim ister. Her türlü toprak şartlarına dayanıklıdır. Türkiye’de kırmızı mercimek en fazla Güneydoğu Anadolu’da, yeşil mercimek ise İç Anadolu Bölgesi’nde üretilir. Yıllık 500 bin ton civarında kırmızı mercimek, 60 bin ton civarında da yeşil mercimek üretilmektedir.

Nohut
Yarı kurak iklim şartlarında yetişebilen nohut, en fazla İç Anadolu, Akdeniz, iç Ege ve Güneydoğu Anadolu’da üretilir. Baklagiller içerisinde en fazla üretim miktarına sahiptir. İhraç ürünlerindendir. Yıllık 600 bin ton civarında üretilir.

Fasulye
Yüksekliği 1500 m’yi aşmayan ve yaz döneminde sulanabilen tüm sahalarda yetiştirilir. En önemli yetişme alanları kıyı bölgelerimizdeki sulanabilen ovalardır. İç bölgelerimizde de akarsu boylarında ve sulanabilen alanlarda üretilir. Yıllık üretim miktarı 250 bin ton kadardır.

E) MEYVELER
Ekili-dikili alanların % 3’ünü oluşturan meyveler Türk ekonomisinde önemli bir yere sahiptir. Ülkemiz iklimindeki çeşitlilik değişik türde meyve yetiştirilmesine olanak sağlamıştır. Bu çeşitlilik Türkiye’yi Dünya’nın önemli bir meyve üreticisi haline getirmiştir. Bazı meyvelerin üretiminde Türkiye Dünya’da sayılı ülkeler arasında yer almaktadır. (Fındık, incir, üzüm, kayısı, antepfıstığı gibi)
–    Turunçgiller, incir, muz gibi meyveler kışların ılık geçtiği yerlerde yetişir.
–    Üzüm, elma ve kayısı İse hem kıyılarda hem de iç kesimlerde yetişir.

Fındık 
Ilıman iklim bölgelerinin bitkisidir. Kış sıcaklığının 5-6 °C, yaz sıcaklığının da 20-25 °C olduğu ve yıllık 1000-1500 mm yağış alan ılıman ve serin iklim bölgelerinde yetişir. Don olayı ve yaz kuraklığı verimi düşürür.

Ülkemizde fındık tarımı Karadeniz kıyılarında yaygındır. Özellikle Ordu, Giresun ve Trabzon illeri üretimin yarısından fazlasını sağlamaktadır. Toplam üretimin % 80′ den fazlasını Karadeniz Bölgesi, geri kalanı da Marmara Bölgesi’ndeki İzmit ve Sakarya illeri sağlar. Türkiye Dünya fındık üretiminde birinci sırada olup üretimin çoğu ihraç edilir. Yıllık 500-600 bin ton civarında üretilmektedir.

Turunçgiller
Narenciye adı da verilen bu ürünler portakal, mandalina, limon, greyfurt ve turunçtan oluşur. Anavatanı Güneydoğu Asya’dır. Soğuğa karşı çok hassastır. Kış sıcaklığının 0 °C nin altına düşmediği bölgelerde yetişebilir. Ayrıca yüksek sıcaklık ve bol su isteyen bir bitkidir. Karadeniz Bölgesi’ndeki turunçgil alanları hariç diğer turunçgil alanlarında sulama yapılmaktadır.

Turunçgiller en fazla Akdeniz Bölgesi’nin kıyı kesiminde Mersin, Adana, Antalya ve Hatay’da üretilir (% 80). Geri kalanı ise Ege kıylarında ve az miktarda Rize kıyılarında yetiştirilir. Yıllık 2,9 milyon ton olan üretimin bir kısmı ihraç edilir. Diğer üretici Akdeniz ülkelerinin rekabeti nedeniyle turunçgil ihracatı istenilen düzeye ulaşamamıştır.

İncir
Kışların ılık, yazların sıcak geçtiği, yıllık yağışın’ 600-700 mm olduğu iklimlerde yetişebilir. Soğuğa karşı hassas olduğundan iç bölgelerimizde yetiştirilemez. İncir en fazla Ege Bölgesi’ndeki Aydın ve İzmir çevresinde üretilir. Bundan başka Akdeniz ve Karadeniz kıyıları ile Güney Marmara ve Güneydoğu Anadolu’da üretilir.

Ekonomik değeri yüksek ve kaliteli kuru incir üretilen bölgelerde Akdeniz iklim özellikleri görülmektedir. Bu özellikler Ege ve Akdeniz’de vardır. Ama diğer ürünlerin rekabeti nedeniyle kuru incir üretimi eskiden beri Ege Bölgesi’nde özellikle Kıyı Ege Bölümü’nde önem kazanmıştır, iç ve dış pazarları Ege Bölgesi’nin incir bahçeleri beslemektedir. Yıllık 300 bin ton üretimiyle ülkemiz Dünya’da birinci durumdadır. Üretimin yarıya yakın kısmı (daha çok kurutulmuş olarak) ihraç edilir.

Üzüm
Kışın -30, -40 °C kadar düşük sıcaklığa dayanıklıdır. Yazın da sıcaklık ve kuraklığa dayanıklı bir bitki olduğundan ülkemizde her bölgede yetiştirilir. Sadece Karadeniz kıyılarında ve Doğu Anadolu’da sıcaklığın yetersiz olduğu yüksek yerlerde yetiştirilemez. Bağ alanları daraltılmış olmasına rağmen, üzüm miktarında artış vardır. Bunun nedeni bağcılığın intansif yöntemlerle yapılıyor olmasıdır. Toprak bakımının, gübrelemenin ve hastalıklarla mücadele edilmesinin sonucu verim ve kalite artmıştır.

Dış ticaretimiz % 100 oranında Ege’nin çekirdeksiz kuru üzüm meyvesi ile temsil edilir. Bu nedenle en ekonomik ve en önemli bağcılık bölgesi Ege’dir. Üretim en fazla Ege Bölgesi’nde yapılır. Güneydoğu Anadolu, iç Anadolu, Marmara ve Akdeniz Bölgeleri’nde de yaygın olarak üretilir. Elma ile birlikte üretimi en yaygın olan meyvedir. Yaş üzüm olarak yıllık 3.5 milyon ton civarında üretimimiz vardır. Ülkemiz kuru üzüm ihracatında da Dünya’da birinci durumdadır.

Elma
Türkiye’de üzümden sonra en çok yetiştirilen meyvedir. Karasal iklimlerde yetişebilir. Yalnız çiçek açma döneminde sıcaklığın çok düşmemesi gerekir. Az kireçli ve derin topraklarda yüksek verim sağlanır. Elma üretimi en fazla İç Anadolu’da özellikle Niğde, Nevşehir, Konya çevresinde, Orta Karadeniz’de Amasya ve Göller yöresinde İsparta çevresinde yapılır. Yıllık 2,5 milyon ton civarında üretilir. Bir kısmı ihraç edilir.

Muz
Tropikal bölge bitkisidir. Ülkemizde sadece Akdeniz Bölgesi’nde Antalya – Mersin arasındaki dar kıyı şeridinde tarımı yapılabilir. Tabii ekim alanı en dar olan ürünlerimizdendir. Diğer meyvelerin tersine ihraç edilmez, ihtiyacın bir kısmı ithal edilerek karşılanır.

Antep Fıstığı
Yaz kuraklığına ve yüksek yaz sıcaklığına dayanıklı bir bitkidir. Ülkemizde en fazla Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde üretilir. Yıllık üretim 40-50 bin ton civarındadır. Üretimin % 70’i ihraç edilir.

Kayısı
Türkiye’de birçok bölgemizde yetiştirilir. Başta Malatya olmak üzere Elazığ, Konya, Ankara ve İzmir illeri kayısı üretiminin en fazla olduğu yerlerdir. Kurutulmuş kayısı üretiminde de Dünya’da birinciyiz.

F)    SEBZECİLİK
Türkiye’de hemen her türlü sebze yetiştirilmektedir. Sebze tarımı tahıllardan farklı olarak sulama gerektirir ve yoğun emek harcanarak yapılır. Sebze üretimi Akdeniz, Ege, Marmara, Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu Bölgeleri’nde sulanabilen yerlerde yapılır. Doğu Anadolu’nun yüksek yerlerinde ve Karadeniz’in aşırı yağış alan yerlerinde sebze tarımı yapılamaz. Sebzeler en erken Akdeniz kıyılarında en geç Doğu Anadolu’da olgunlaşır.

G)    SERACILIK
Kışların ılık, güneşli gün sayısının fazla olduğu yerlerde sıcaklığın kontrol altına alınmasıyla yapılan yoğun tarım metodudur. Akdeniz bölgesinde özellikle Antalya seracılıkta ilk sırada gelir. Ege bölgesi Akdeniz’den sonra en fazla seracılığın yapıldığı bölgedir. Seracılıkta özellikle sebze ve çiçek üretimi yapılır.

TARIM ÜRÜNLERİYLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER
1.    Bölgelerde yetiştirilen belli başlı tarım ürünleri:
Karadeniz Bölgesi: Fındık, çay, mısır, tütün, şeker pancarı, pirinç, keten-kenevir, sebze
Marmara Bölgesi : Ayçiçeği, zeytin, şeker pancarı, buğday, pirinç, mısır, patates, sebze, fındık, üzüm Ege Bölgesi : Zeytin, üzüm, haşhaş, pamuk, tütün, incir, turunçgiller, buğday, şeker pancarı, sebze Akdeniz Bölgesi : Turunçgiller, muz, pamuk, yerfıstığı, sebze, buğday, susam, gül, elma, mısır, pirinç, soya fasulyesi, zeytin, yulaf, şeker pancarı İç Anadolu Bölgesi : Buğday, arpa, mercimek, şeker pancarı, elma, patates, üzüm, nohut, çavdar, yulaf Doğu Anadolu Bölgesi : Arpa, buğday, kayısı, tütün, şeker pancarı, üzüm, pamuk
Güneydoğu Anadolu Bölgesi: Antepfıstığı, buğday, arpa, mercimek, pamuk, üzüm, zeytin, sebze, tütün, çavdar.
2.    Tabii ekim alanı geniş olan tarım ürünleri: şeker pancarı, üzüm, buğday, arpa, elma, ayçiçeği, tütün, mısır, patates
3.    Tabii ekim alanı dar olan tarım ürünleri: Muz, çay, fındık, turunçgiller, incir, zeytin, pamuk Not: Bunlardan pamuk dışındaki ürünler aynı zamanda kış ılıklığı ister.
4.    Ekim alanı devlet tarafından sınırlandırılan tarım ürünleri Haşhaş, tütün, pirinç, keten-kenevir
5.    Su isteği fazla olan tarım ürünleri: Çay, pirinç, fındık, mısır, sebzeler, turunçgiller
6.    Yetişme döneminde yağış veya sulama, olgunlaşma döneminde kuraklık ve sıcaklık isteyen tarım ürünle  
Paylaş
Giriş Yap
Sistem Bilgisi
harikachat.net © 2024 TURKUAZ
Harikachat.net@gmail.com