Forumlar * Sağlıklı yaşamın sırları
BIYOSFER NEDIR
*VaTaN
5.11.2015 16:14


Anne ve Babanın Çocuklarına Karşı Görevleri

78

Dini Bilgiler Rehberi» Anne ve Babanın Çocuklarına Karşı Görevleri


Anne ve Babanın Çocuklarına Karşı Görevleri



Aile yuvasının süsü ve mutluluk kaynağı olan çocuk, anne ve babaya Allah'ın bir emanetidir. Anne ve baba çocuklarının terbiyesinden hem Allah'a, hem de topluma karşı sorumludur. Anne ve babanın çocuklarına karşı başlıca vazifeleri şunlardır:


- Çocuklarını sağlıklı olarak besleyip büyütmek, çocukların beden ve ruh sağlığını korumak,


- Çocuklarına haram lokma yedirmemek,


Peygamber Efendimiz: «Allah yolunda harcanan paraların sevabı en çok olanı, aile fertlerine harcanan paradır.» (114) buyurmuş.


«Bir insanın bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerini ihmal etmesi günah olarak kendisine yeter.» (115) uyarısında bulunmuştur.


- Çocuğuna güzel bir ad koymak,


- Çocuğu iyi terbiye etmek, ona ahlâk yönünden güzel örnek olmak,


Peygamberimiz: «Hiç bir baba çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir bağışta bulunmamıştır.» buyurarak çocuk terbiyesinin önemini belirtmiştir.


- Çocuğu okutmak, geçimini sağlayıcı bir meslek sahibi yapmak,


Hz. Ali şöyle demiştir: «Çocuklarınızı bulunduğunuz zamandan başka bir zaman için yetiştiriniz. Çünkü onlar, sizin zamanınızdan başka bir zaman için yaratılmışlardır.»


- Çocukları sevmek, onlarla ilgilenmek. Çünkü çocukların yemek, içmek kadar sevgiye de ihtiyaçları vardır,


Peygamber Efendimiz çocukları çok sever ve onlarla ilgilenirdi.


- Çocuklara sevgi gösterirken, hediye verirken ayırım yapmamak, eşit ve adaletli davranmak,


- Evlenme

 
*EYLEMMMMM
5.1.2018 10:24
Batılıların harem yorumları;

“Biz batılılar islam toplumunda cinselliği saplantı haline getirmek gibi eski ama güçlü bir geleneğin mirasçılarıyız. Harem, müslüman cinsel duyarlılığı üzerine kurulu Batı efsanelerinin kuşkusuz en yaygın simgesidir” (Harem-i Hümayun hakkında on yıllık çalışma sonucunda bir doktora tezi hazırlayan Amerikalı uzman, Leslie Peirce)

“Sarayın, ikinci avluya girmelerine izin verilen yabancıların gidebildiği kadarını gördüm. İçeriyi görmedim. Ama hükümdarlarına karşı huşu duyduklarını gösteren şahane bir sessizlik ve saygı içindeki sonsuz bir görevliler ve hizmetkârlar kalabalığı ile karşılaştım.” (Henry Blunt, A Voyage into the Levant, 1638).

“Kadınlar dairesine ilişkin bir bölümü buraya, okuyucuya bu daireyi iyi bilmenin imkânsızlığını anlatabilmek için dahil ediyorum. Buraya erkeklerin girmesi yasaktır ve bu yasak Hristiyan manastırındakinden çok daha büyük bir dikkatle uygulanır. Sultanın aşk hayatının niteliği gizli tutulur. Bunun üzerine konuşmayacağım ve bu konu hakkında hiç bir bilgi edinemedim. Bu konuda fantezi kurmak kolay ama doğru bir şeyler söylemek alabildiğine güçtür.” (Jean-Baptiste Tavernier Nottvelle Relation de l’interieur du serrail de Grand Seigneur, 1675).

” Harem’in Avrupalıların yüzyıllarca yazıp çizdiği ile hiç bir alakası olmadığını farkettim. Harem padişahın dilediği kadınla yatması için düzenlenmiş bir kurum değil. Mimarisi bile buna uygun değil. Padişahın cariyeleri görebilmesi ve aralarından birini seçebilmesi mümkün değil. Kapılar, daireler, geçişler buna göre planlanmamış. Cariyeler 25 kişilik koğuşlarda kalıyor, üst katta yatan kalfaların sıkı denetimi söz konusu. Padişahın annesi kendi bölümünde, padişahın kadınları ayrı bölümde, padişah ise kendi dairesinde. Padişahın kadınını annesi seçip oğluna sunuyor. Padişahın kalkıp cariyeler bölümüne geçebilmesi için kuş olup uçması lazım. Harem bir üniversite gibi düşünülmüş. Cariyeler ise öğrenci. Burada yaşayanların bir dakikası bile boş geçirilmiyor sürekli bir eğitim biçki, nakış,müzik, vs… Cariyeler köle değil, hele cinsel köle hiç değil, bence doğru deyim cariyenin padişahın evlatlığı olduğudur.” (1960’lı yıllarda Harem’in restorasyonunda görevli bir Fransız tarihçisi olan Robert Anhegger)
 
Paylaş
Giriş Yap
Sistem Bilgisi
harikachat.net © 2024 TURKUAZ
Harikachat.net@gmail.com